Anlayana “Sivrisinek saz…”
Endülüs’lü büyük İslâm âlimi İmam
Kurtûbî (vefâtı Hicrî 671/Mîlâdî 1273) Türkçemize de kazandırılmış olan
20 ciltlik muhteşem Kur’ân tefsîri el-Câmiu’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân’da
(Burûc Yayınları) mubârek Bakara sûresinin otuzdördüncü âyet-i kerîmesini
tefsîr ederken şu çarpıcı ve kanaat-i âcizâneme göre son derece önemli tesbitte
bulunur:
“Günahların başlangıcı kibirlenmektir.
Bundan sonra ise hırstır. Daha sonra ise haseddir!”
İnsanı Hak ve Hakîkat’in bildirdiği
bütün ölçü, değer, kural, emir, yasak ve hükümlerden uzaklaştırıp sapkınlığa
düşmesine yol açan bütün tutum, tavır ve davranışların tamamı “günah”
kavramının kapsamına girer.
Merhûm üstâdın bu çarpıcı tesbîtini
şöyle genişletmek mümkündür: “İnsanın
ferdî ve toplumsal hayatında görülen bütün bozuklukların, çarpıklıkların,
çirkinliklerin, kötülüklerin, hülâsâ menfî olan herşeyin altında, bunları
tetikleyen ve de tahrîk eden üç temel dürtü vardır: kibir, hırs ve hased!”
Malûm, kibir, “büyüklük taslamak, kendini herkesten üstün
görmek” demektir. İnsanın en kolay düştüğü, en tehlikeli mânevî tuzaklardan
biridir!
Hırs, “bir şeyi elde etmek için duyulan, önüne
geçilmez derecede kuvvetli istek” demektir. Öyle bir kuvvetli istek ki,
âmiyâne ifâdesiyle “bir türlü doymak
bilmezlik”ten kaynaklanır ve tam bir “gözüdönmüşlük”
hâline dönüşür. İçinde yaşamakta olduğumuz çağda Bâtıl Batı’nın bütün insanlığa
giydirdiği “Tüketim, ille de tüketim!” adındaki deli gömleği bu hırsın yalnızca
biteviye beslenmesi değil, alabildiğine kamçılanmasıdır!
Hased, çok özel ve aynı
zamanda en korkunç kıskançlık türünün adıdır Arabca’da ve şöyle aktarılabilir:
“Bende yok; hiç kimsede olmasın!”
Merhûm üstâd İmam Kurtûbî’nin bu
tesbîtinin ne kadar isâbetli ve de önemli olduğunu görebilmek için herkesin
kendi en yakın çevresine ve özel hayatına dikkatle, eleştiren bir gözle bakması
yeter de artar bile! Hakîkaten de canımızı sıkan, dahası, iyice yakan/yakmış
olan her türlü bozuklukluğu, çarpıklıklığı, çirkinlikliği, kötülüğü, hülâsâ
menfî olan herşeyi şöyle bir kurcaladığımızda bu üç unsurun ya tamamının, ya da
en azından ikisinin varlığını hemen tesbît ederiz: kibir, hırs ve hased!
İktidâr çok büyük bir güçtür; daha
doğrusu büyük bir güce sahip olmak demektir.
Çok büyük güç, göz açıp kapayıncaya
kadar, insan daha ne olduğunun, daha doğru bir deyişle, “neye dönüştüğünün” farkına bile varamadan kibiri getirir
beraberinde. Kibir, hiç kuşku yok ki, hırsı tetikler ve hırs,
tamamen bürdüğünde kişinin gönlünü, hased canavarının doğumuna ebelik
eder!
Fakîrden hatırlatması…
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az!”
Aman, müteyakkız olalım, hep
müteyakkız kalalım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.