20 Şubat 2014 Perşembe

YÜKSEK UÇUŞ DERİN DALIŞ 5



Anlayana “Sivrisinek saz…”


Endülüs’lü büyük İslâm âlimi İmam Kurtûbî (vefâtı Hicrî 671/Mîlâdî 1273) Türkçemize de kazandırılmış olan 20 ciltlik muhteşem Kur’ân tefsîri el-Câmiu’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân’da (Burûc Yayınları) mubârek Bakara sûresinin otuzdördüncü âyet-i kerîmesini tefsîr ederken şu çarpıcı ve kanaat-i âcizâneme göre son derece önemli tesbitte bulunur:
Günahların başlangıcı kibirlenmektir. Bundan sonra ise hırstır. Daha sonra ise haseddir!
İnsanı Hak ve Hakîkat’in bildirdiği bütün ölçü, değer, kural, emir, yasak ve hükümlerden uzaklaştırıp sapkınlığa düşmesine yol açan bütün tutum, tavır ve davranışların tamamı “günah” kavramının kapsamına girer.
Merhûm üstâdın bu çarpıcı tesbîtini şöyle genişletmek mümkündür: “İnsanın ferdî ve toplumsal hayatında görülen bütün bozuklukların, çarpıklıkların, çirkinliklerin, kötülüklerin, hülâsâ menfî olan herşeyin altında, bunları tetikleyen ve de tahrîk eden üç temel dürtü vardır: kibir, hırs ve hased!
Malûm, kibir, “büyüklük taslamak, kendini herkesten üstün görmek” demektir. İnsanın en kolay düştüğü, en tehlikeli mânevî tuzaklardan biridir!
Hırs, “bir şeyi elde etmek için duyulan, önüne geçilmez derecede kuvvetli istek” demektir. Öyle bir kuvvetli istek ki, âmiyâne ifâdesiyle “bir türlü doymak bilmezlik”ten kaynaklanır ve tam bir “gözüdönmüşlük” hâline dönüşür. İçinde yaşamakta olduğumuz çağda Bâtıl Batı’nın bütün insanlığa giydirdiği “Tüketim, ille de tüketim!” adındaki deli gömleği bu hırsın yalnızca biteviye beslenmesi değil, alabildiğine kamçılanmasıdır!
Hased, çok özel ve aynı zamanda en korkunç kıskançlık türünün adıdır Arabca’da ve şöyle aktarılabilir: “Bende yok; hiç kimsede olmasın!
Merhûm üstâd İmam Kurtûbî’nin bu tesbîtinin ne kadar isâbetli ve de önemli olduğunu görebilmek için herkesin kendi en yakın çevresine ve özel hayatına dikkatle, eleştiren bir gözle bakması yeter de artar bile! Hakîkaten de canımızı sıkan, dahası, iyice yakan/yakmış olan her türlü bozuklukluğu, çarpıklıklığı, çirkinlikliği, kötülüğü, hülâsâ menfî olan herşeyi şöyle bir kurcaladığımızda bu üç unsurun ya tamamının, ya da en azından ikisinin varlığını hemen tesbît ederiz: kibir, hırs ve hased!
İktidâr çok büyük bir güçtür; daha doğrusu büyük bir güce sahip olmak demektir.
Çok büyük güç, göz açıp kapayıncaya kadar, insan daha ne olduğunun, daha doğru bir deyişle, “neye dönüştüğünün” farkına bile varamadan kibiri getirir beraberinde. Kibir, hiç kuşku yok ki, hırsı tetikler ve hırs, tamamen bürdüğünde kişinin gönlünü, hased canavarının doğumuna ebelik eder!
Fakîrden hatırlatması…
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az!

Aman, müteyakkız olalım, hep müteyakkız kalalım! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İzleyiciler