2 Şubat 2015 Pazartesi

MERHÛM ÜSTÂD NECÎB FÂZIL HAYKIRIYOR TÂ İÇİMDEN!





Elimden doğruca, güzelce, iyice bir yazı mı çıkıyor? İğreniyorum! 
Hâlâ bu memlekette doğru, güzel ve iyi olanı savunma gayretimden, bu gayretin boşluğunu anlayamamak enayiliğinden iğreniyorum! 
Olanlar ortadayken, hep bugünü yarına erteleyici ve gelmeyecek bir istikbale ısmarlayıcı 'cek' ve 'cak' edatlarından iğreniyorum! 
Perikles gibi Attika Yunan medeniyetinin en haşmetli ve her şeyi tamam cemiyetinde, lirik şiirin babası Pindaros şöyle der:
"Meğer bütün bir ömür katırlara saman yerine çiçek sunmuşum!"
Ben de aynı meraret duygusuyla güneşi cepte kaybetmiş bir topluma bu sırrı anlatamamanın sefaletinden iğreniyorum! 
Dudaklarla kalbler arasındaki mesafeden;
her akşam başına yorganı çeker çekmez uyuyuveren nefs muhasebesi yoksunu eyyamgüder politikacıdan;
tecrit kampı ve iman zindanı haline getirdikleri camilere hissizce girip çıkan marka müslümanlarından iğreniyorum! 
Gördüğü şeyi nasıl görebildiğini izahtan âcizken gözüyle görmediği için ALLAH'ı inkar eden maddeciden iğreniyorum! 
Posayı cevher sanan kabuk milliyetçisinden, çile çekmeden olmaya bakan ezberci medeniyetçiden, hayat ağacını devirmeyi ve nurlu meyveleriyle ateşe atmayı inkılâb sayan devrimbazdan ve bunlara inananlardan, kapılanlardan iğreniyorum! 
Hâsılı, dil adına dilden, ev adına elden, vatan adına vatandan ve köy, köylü, şehir, şehirli, gazete, dergi, kitap, mektep, talebe, muallim, polis, memur, kanun, nizam, kadın, erkek, dost, ahbap ne varsa bunların gerçekleri adına hepsinden iğreniyorum! 
Ötesi var mı? 
Ağlayamayan, anlayamayan, içini kanatamayan, yumruğunu sıkamayan insandan, ALLAH'ın Kur'an'da 'belhüm adall-Hayvandan aşağı' diye andığı iki ayaklılardan iğreniyorum!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İzleyiciler